Silivrispor eski Kulüp Başkanı Nuri Çolakoğlu’dan çok özel açıklamalar. 2 yılı yönetici, 2 yılı da başkan olarak 4 yıl görev yaptığı Silivrispor’da önemli başarılara imza atarak adeta zirvede bırakan Çolakoğlu uzun süren sessizliğini bozdu. Ofisinin kapılarını www.istanbulamator.com Editörü İskender Kordu ve www.keskinbakis.com Editörü İbrahim Keskin’e açan Nuri Çolakoğlu, sorularımıza dobra dobra yanıtlar vererek tüm samimiyetiyle konuştu. Silivrispor’da yönetici olma fikrinden başkanlığa, bıraktığın günden Silivrispor’a yeniden dönüp dönmeyeceğine kadar tüm soruları yanıtlandıran Çolakoğlu gündeme dair de önemli açıklamalar yaptı. Nuri Çolakoğlu ile yaptığımız dev röportajı Soru - Cevap şeklinde siz okurlarımızla paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.

SORU: Öncelikle Silivrispor’la tanışmanız nasıl oldu? Konuya biradan girelim.

NURİ ÇOLAKOĞLU: Silivrili olmamız; otomatikmen Silivrispor’la tanışıyorsunuz zaten. Ben küçükken Silivrispor altyapısında oynadım Necati Öney zamanında. Ondan sonra bir bayramda burada, köyde  maç oldu. Ayağım kırıldı. Bir iki sene futbola ara verdikten sonra Çantaspor’da devam ettik futbol hayatımıza. Ondan sonra da ilk olarak Akgün ağabey yönetime yazmak istemişti. O zaman da babamın başına bir kaza gelmişti. Asil yönetimine girmemiştim. Hatır için yedek yedek yönetici olarak bir dönem kaldım. Hatta o zaman da Oktay ağabey vardı altyapıda. Formasına, eşofmanına sponsor olmuştum altyapıda. Ondan sonra da Taylan Güraslan döneminde ikinci başkanlık yaptım 6 ay. Sonra 6-7 yöneticiyle gördüğüm lüzum üzerine ayrıldım oradan. Ondan sonra da 4 sene önce yine kıramadık Akgün Duru başkanı. Onda da ikinci başkanlık yaptım iki sene. Sağolsun çok şeylere karışmadı. Birinci başkan gibi çalıştık. Sonra da 2 sene arka arkaya kulüp başkanlığı yaptım.

SORU: Başkan adayı olmaya ne zaman karar verdiniz?

Aslında 4 sene önce de Akgün Başkan hep bana ‘Sen ol. Sen ol.’ Diyordu. Benim olmamı istiyordu. Kendimi hazır hmiyordum. Bir yandan iş hayatımız yoğundu zaten. Birebir bütün işlere dokunduğumuz için kendi işlerim de yoğundu. Akgün Duru’nun görev süresi bitince seçim kararı aldık. Son bir gün kala baktık kimse de aday çıkmayınca, takım da 3.Lige çıkmış kolları sıvadık. Yani ‘Bu kadar emek var. Bırakmayalım.’ diye.

SORU: Yönetici olarak girdiğiniz Silivrispor’da başkanlık koltuğuna kadar geldiniz? Peki yöneticilikle başkanlık arasındaki farklar nelerdir? Bu işin zorluklarından bahseder misiniz?

NURİ ÇOLAKOĞLU: Bana göre yöneticilikle başkanlık arasında çok fark yok. Kendimce çok sahiplendim. Herkes öyleydi zaten yönetimde. Futbolu sevmemiz, Silivrili olmamız, ilçemizin marka değeri deyip bu işi dört elle sarılarak yaptık. Futbolun içinde olmayı da seviyorum. Keşke imkanlar daha iyi olsaydı devam etmek isterdim.

SORU: Silivrispor tarihinin sportif olarak en başarılı başkanlarından biri olarak tarihe geçtiniz. Yöneticiliğiniz döneminde 3.Lige çıkan Silivrispor sizin başkanlık dönemlerinizde iki kez Play Off oynayarak 2.Ligin direğinden döndü. Siz kendinizi başarılı buluyor musunuz?

NURİ ÇOLAKOĞLU: Ben kendimi şöyle başarılı buluyorum. Bunları bu kadar imkansızlığa rağmen kulübün doğru dürüst bir geliri olmadan yaptık. Yeni çıkmıştık 3.Lige. Yeni bir takımdık. Ama dediğim gibi iyi bir hoca vardı, iyi bir kadro kuruldu. Kadro kurarken de hiçbir zaman hedefimizi şampiyonluk olarak değil yarışmacı takım olacak, karakterli oyuncular olacak diye hedef koyduk.  Ben gerçekten de hem Akgün ağabey zamanında hem de 3.Lig zamanında çalıştığımı hocalar, futbolcular hepsi karakterliydiler. Hep karakter koydular ortaya.  Biz de hem yöneticiliğin hem de başkanlığın verdiği sorumlulukları elimizden geldiğince yaptık. Ben kendimi başarılı buluyorum.

SORU: Peki sportif olarak bu kadar başarılıyken neden zirvede bırakmak istediniz? Bunu şartlar mı getirdi yoksa sizin kişisel bir tasarrufunuz mu?

NURİ ÇOLAKOĞLU: Futbol kulüplerinde bence başkanlık yapmak da yöneticilik yapmak da zor. Hele hele bizim Silivrispor’umuzun çok geliri yok; sabit geliri yok. Gider çok. Kendi bütçelerimizle sürdürmeye çalıştık. Hepimizin şahsi olarak kazancımız da bütçelerimiz de belli. Ben aşağı yukarı iki senelik başkanlık dönemimde 32-33 milyon kendi cebimden para koydum. Yöneticilik zamanında da Akgün ağabey kadar verdim. Diğer arkadaşlarımız da 2 senedir bir o kadar koydular. Sabit gelirler olmadığı için, dışarıdan da sponsorluk desteği bulamadığımız için biz de bir yere kadar getirdik. Belki de kulübümüzü dışarıya karşı iyi lanse edemedik. Son zamanlarda durumu eleştirmeye başlayınca da ağlayan başkan olduk. Gerçekten de zor. Bir de borçlandırmadan gittik. 4 sene zaman zarfında bir tane borç yapmadık. O yüzden zordu yani. Yoksa futbolun içinde olmak, hele deplasmanlara gidip bir de galibiyetle döndüğünüz zama onun keyfi, zevki hiçbir yerde yok.

SORU: Silivrispor’da bundan sonra sizleri görecek miyiz? Bir daha yolunuz Silivrispor’la kesişecek mi?

NURİ ÇOLAKOĞLU: Ben zaten Serdal Şahin yönetimine bile belki hatırı sayılır bir yardım yaptım. Maneviyat olarak da Silivrispor’u seviyoruz. Bakalım şartlar ileride ne getirir bilemem.

SORU: Silivrispor’dan sonra sizleri şimdi Çantaköyspor’da 2.Başkan olarak görüyoruz. Yani spordan kopamıyorsunuz diyebilir miyiz?

NURİ ÇOLAKOĞLU: Aynen diyebiliriz. Seviyorum. Çünkü Çanta doğduğum, büyüdüğüm yer. Biz de burada ikamet ediyoruz. Burada oturuyoruz. Orası hobi. Köyümüzün takımını getirebildiğimiz yere kadar getireceğiz inşallah.

SORU: Çantaköyspor olarak bir hedefiniz var mı? Çantaköyspor’u ileride daha üst liglerde görecek miyiz?

NURİ ÇOLAKOĞLU: Bu sene hedefi Süper Amatöre çıkmak olarak koyduk. Süper Amatörde de bambaşka bir yapıyla, iki-üç tane tecrübeli futbolcu bulup ondan sonra gelişime açık, gençlerle kadromuza katıp oradan da gidebildiğimiz yere kadar gideceğiz. Yarışmacı takım olacağız.

SORU: Bir de futbolda bahis olayları gündemi meşgul ediyor. Sizin bu konuyla ilgili düşünceleriniz nelerdir?

NURİ ÇOLAKOĞLU: Vallahi takip ediyorum. Bahis derken 3.Ligin adı bahis adı zaten. Biz Allah’a şükür 4 senelik yöneticilik hayatımızda ne maç sattık, ne adam sattık. Neyse sahanın içinde kaldı mücadelemiz. Deplasmana gittik, rakip gözetmeksizin futbolcularımıza her zaman ‘Silivrispor’u sahada layıkıyla temsil edin’ dedik sadece. Ancak bahis olaylarında isimlerin bu kadar açığa vurulmaması lazımdı. Bunların güzelce araştırılıp futbolcular tek tek federasyonda ve savcılıkta soruşturulduktan sonra bu cezaların verilmesi ve açıklanması lazımdı bana göre. Şu anda kulüpler çok mağdur. Bir sürü yatırım yapıyorsun, bir sürü oyuncu alıyorsun, sponsor buluyorsunuz. Sponsor da adını duyuracak. Kulübün bahis olayının içine girmesiyle ileride firmaların da sponsorluk anlaşmalarından uzaklaşması anlamına gelir. Türk futbolu kaosa gidiyor gibi geliyor. Bence bu işin gizli yapılması lazım. Kanıt olmadan açıklanması çok yanlış.

SORU: Son kongrede Murat Yıldız tek aday olarak başkanlığa seçildi. Sizce Murat Yıldız ve yönetimi başarılı olur mu? Mevcut şartları bilen birisi olarak bu konudaki öngörünüz nedir?

NURİ ÇOLAKOĞLU: Murat Yıldız baktığın zaman heyecanlı biri. Ama ben yine diyorum bu şartlarda gerçekten sabit gelir, sponsorluk olmadan taşıma suyla değirmen ne kadar döner? Biz 4 sene bu kadar yapabildik taşıma suyla. Kendi cebimizden vererek bu kadar yaptık. Bugün herkesin çoluk çocuğu var. Hayatı var. Enayi demeyeyim ama her sene ver 20 milyon Lira cebinden. Neymiş: Kulüp Başkanı.

SORU: Sizin bir de Silivrispor’un başındayken hem gişede bilet satarken hem de ekmek arası köfte satarken çok şahit olduk. Burada yaptığınız davranış içten gelen bir hareket miydi yoksa bir yerlere mesaj mı veriyordunuz?

NURİ ÇOLAKOĞLU: Orada biz mesaj veriyorduk. Birlik ve beraberlik içinde herkesin Silivrispor’a sahip çıkmasını istiyorduk. Biz iki sene boyunca da kadın ve çocuk taraftarlarda ücret alamdık. Çocuklarımıza küçük yaştan Silvirispor sevgisini aşılamak istiyorduk. Herkesin işin ucundan tutmasını istedik. Bugün olsa yine yapardı.

Haber ve fotoğraflar: İskender Kordu & İbrahim Keskin